av ve doğa sevgisi
  KÖPEKLERDE SAĞLIK
 

Yavru Seçimi, İlaçlama, Bakımları, Parazitler, Hastalıklar

Yavruluktan erişkinliğe her büyüyen köpek yaşına uygun bakıma gereksinim duyar. Yavru köpeklerde görülen hastalıklar çok yaygın olmasa da hala birer risktir. Pek çoğu doğru tedaviyle bertaraf edilirken bazıları operasyon vs gerektirir.

Yavrunun Seçimi

Yavruyu seçerken anne ve babasının sağlıklı ve yavrularına geçerecek genetik hastalıklardan uzak olduklarından emin olunmalıdır. Aklınızda belirli bir ırk var ise o ırka has genetik hastalıklar hakkında bilgi sahibi olmanızda fayda vardır.

Yavruyu çok erken yaşta aldıysanız bazı hastalıklara yakalanıp yakalanmayacağını doğal olarak anlayamayabilirsiniz; fakat, örneğin, kuyruğu kesilen bir ırk ise kesilmemesine karar vermek size kalmış bir şeydir.

Canlı, aktif ve sağlıklı görünen bir yavruyu seçmeye çalışın. Çeneleri doğru kapanan, karnı parazit belirtisi olacağından şişkin olmayan ya da başka bir anormallik belirtisi göstermeyen bir yavru olmalıdır.

Yavruyu aldığınız andan itibaren sigortalanmış olacak olursa işler yolunda gitmediğinde bundan faydalanabilirsiniz. Yavruyu aldıktan bir kaç gün sonra veteriner hekiminize göstermenizde fayda vardır. Böylece tavşan dudak, yarıkdamak ve hernais gibi problemler ile boşaltım sistemindeki olası bir anormallik önceden farkedilebilir. Kalp, iskelet, körlük ya da sağırlık gibi bazı problemler ise sadece yavru daha hareketlendiğinde tespit edilir.

Eve Geliş

Yavru eve geldiğinde bir süre üreticisinde beslendiği mama ile beslenmeye devam etmesinde fayda vardır. İlk bir kaç günden sonra onu başka bir mama ile beslemek isterseniz günde üç ya da dört öğün halinde sindirilebilirliği yüksek bir yavru maması ile besleyin. 

Köpekler ani besinsel değişikliklerden etkilenebileceklerinden yeni ve eski mamayı bir kaç gün karıştırarak verirseniz sindirim problemlerini önleyebilirsiniz.

Mama aniden değiştirilecek olursa çoğu köpek ishal olacağından, bu da yavru köpeklerde ani su kaybına neden olabilir. İshal başladığında veteriner hekimin de tavsiyesiyle tavuk ya da kuzu - pirinç formüllü bir mamaya geçmekte fayda vardır.

Köpeğin boyutuna bağlı olarak genellikle altı-dokuz aya geldiğinde "junior" mamalara geçilmesi ve öğünlerin günde ikiye düşürülmesi gereklidir. Irkın boyutuna ve mamanın markasına göre erişkin köpek mamasıyla besleme yapılmaya ve günde tek öğüne düşürmeye yavru 12-18 aylık oluncaya kadar geçilmemelidir.  

Zinde Tutmak

Dışarda  egzersiz fırsatı hastalık kapabileceğinden yavrunun tüm aşıları tamamlanmadan sağlanmamalıdır. Bu hastalıkların ana belirtileri kusma, ishal ve halsizlikdir ve acil veteriner hekim müdahalesi gerektirir.

Şiddetli gastro-intestinal sorunlara yol açan bir diğer durum ise bağırsak parazitleridir. Unutulmamalıdır ki her yavru annelerinden aldıkları bu parazitlerle doğar ve kesinlikle müdahele gerektirir. Anormal  bağırsak hareketleri bağırsakların birbirinin içine geçmesi anlamına gelen intussusception 'a neden olabilir. Bu durum hayati tehlike taşır ve cerrahi müdahele gerektirir. Belirtisi kronik ishal, kusma ve kendinden geçmedir. Bazı vakalarda birbirine geçen bağırsak bölümleri dışardan ağrılı şişlikler olarak dışardan hissedilebilir. Acil veteriner hekim müdahalesi şarttır.

Ani kusma, ishal ve kendinen geçme yavru yabancı bir cisim yuttuğu zamanlarda da gerçekleşebilir. Çoğu durumda bu cisimler (oyuncak parçaları, taş ve tahta parçaları vs) cerrahi mücadele ile çıkarılır. Yavru köpeğin küçük ve yutulabilecek cisimler yerine kendisi için alınmış iri kemirme oyuncaklarıyla vs oynamasına teşvik edilmelidir. Bu oyuncaklar parçalanacak oldursa hemen atılıp yerine yenisi alınmalıdır.

Eğitimin bir parçası olarak yavrulara kendi oyuncakları ile oynarken ev eşyalarını rahat bırakmaları öğretilmelidir. Yavrular ilk aylarda erişkin olduklarından çok daha fazla şey öğrendiklerinden tuvaleti, otur, gel gibi komutlar erken aylarda öğretilmeye başlanmalıdır. Bu komutlar oyun içinde yavru sıkılmadan ve gereksiz ceza ile cesareti kırılmadan  sabırla yapılmalıdır.

Kaza Geliyorum Demez

İyi bir eğitim riski azaltsa da yavrular inanılmaz derecede kazalara neden olmaya eğilimlidir. Meraktan yememeleri ve çiğnememeleri gereken şeyleri keşfetmeye kalkmalarının yanı sıra merdivenler, pencere ya da arabadan da düşebilirler. İyi eğitimin bir parçası olarak köpeğin çevresinde ona zarar verebilecek zehirli vs hiç bir şeyin olmamasına ve üzerine devirip, içinde kapalı kalacağı bir ortamda olmaması önemlidir.

Kaza durumunda yavru incinmemiş görünmesine rağmen veteriner hekiminize bir göstermenizde fayda vardır.

Genç Yavru

Yavru büyümeye başladığında nadir de olsa doğuştan kaynaklanan hastalıklar kendini belli edebilir. Dikkat etmeniz gereken belirtiler kusma, ishal, aşırı su içimi, idrar tutamama, halsizlik ve kendinden geçmedir.

Aşırı su içme sistit nedenli olabilmesine rağmen böbrek hastalığı başlangıcına da işaret edebilir. İdrar tutamama da aşırı su içimine neden olabilir. Bu, idrar yollarındaki ectopik ureter gibi bir durumdan kaynaklanabilir. Genellikle cerrahi müdaheleye iyi yanıt vermektedir.

Kronik ishal, besin hiperaktivitesi ya da alerjiler veya enzim eksikliğinden kaynaklanabilir. Allerjiler için özel formüle edilmiş mamalar allerji ve hiperaktivitenin önüne geçebilirken enzim eksikliği düzenli tedavi gerektirebilir.

Ösefagel duvarının yiyecekleri yutulması için aşağı itmemesi anlamına gelen  megaoesophagus gibi ösafagus anormallikleri sık sık kusmaya neden olabilir. Pilorik spazmlar  ya da stenosiz, normal yiyecek hareketini kısıtlayan miğde tabanındaki kasdaki anormallikten kaynaklanabilir.

Kalp Problemleri

Kalp problemleri kusmaya neden olurken yavrularda da gözlenebilir. Kalp kapakçıklarında olabilecek bir problem yavruların halisizleşmesine neden olur. Bu durumlarda hayat boyu tedavi ve kontrol gerekebilir.

--------

Büyüme ve gelişme döneminde yavrularda görülebiecek diğer hastalıklar ise özellikle çene ve kasıklarda çıkabilecek akme denen sivilcemsi çıkıntılardır. Genellikle antibiyotik tedavisi ve antiseptik banyolarla akmelerden kurtulunabilinir. Tıpkı genç insanlarda olduğu gibi köpek yavruları da bu yaşlarda sivilce vs çıkarmaya   meyillidir.

Genç köpeklerde bazı iskelet problemleri  de nüksedebilir. OCD (anormal kıkırdak ve kemik gelişimi) ile kalça çıkığı nedeniyle gerçekleşen topallama ana belirtidir. Bu hastalıkların gelişme şansı kalıtsal olsa da şiddeti beslenme, büyüme hızının kontrolü ve bazı ırkların egzersizinde sınırlama getirerek kontrol altına alınabilir. Bu hastalıklardan etkilenen köpekler genellikle çok hızlı büyütülmüş, şişman ve kontrolsüz ve aşırı egzersiz yaptırılmıştır. Cerrahi müdahale gerekebilir.

Allerjik deri problemleri geliştirme riski de ayrıca kalıtsal olabilir. Ayrıca pire gibi çevresel faktörler de büyük rol oynar. Diğer belirtiler döküntülü, kızarık ve şiddetli kaşıntı deridir. Bu köpeklerin bazılarının dietleri değiştirilerek durumlarının düzelmesi sağlanırken ne yazık ki bazıları ömür boyu tedavi görmesi gerekir.

Erkek köpeklerde testislerin en geç dokuz ay içinde torbalarına düşmüş olması gerekir. Bu yaşa kadar torbaya düşmediyse muhtemelen vücut içinde kalmış demektir. İçerde kalan testis kanser riskini arttıracağından alınması gerekir.

Yavru köpeklerin mükemmel bir şekilde sağlıklı olmalarını umsak da kalıtsal ve sonradan edinilen bazı hastalıklara yakalanabilecekleri gerçeğini bilmek zorundayız.

Belirtilerin bilinmesi hastalıkların iyileşmesinde büyük önem taşır.

Yavru İçin Rutin Sağlık Kontrolü

Parazit Tedavisi: Altı aylık oluncaya kadar en az ayda bir. Daha sonra yılda dört defa. Veteriner hekiminizin tavsiye edeceği etkili bir ilaç kullanın.

Aşılar: Distemper, hepatitis, parvovirus, parainfluenza virüsü ve leptospirozize karşı aşılar yapıldıktan sonra yeterli bağışıklığın oluşması için diğer köpeklerle bir araya getirmeden önce 7-14 gün bekleyin.

Pire: Veteriner hekiminizden etkili bir ilaç alarak düzenli olarak yavruyu ve evinizi ilaçlayın.

Kulak miteları: Çoğu yavrunun kulağında kaşıntı ve kahverengi mumsu bir akıntıya neden olan mitelar bulunur. Veteriner hekiminizin tavsiye ettiği etkili bişr ürün kullanın.

Aşılar

Aşı Nasıl Çalışır?

Aşının nasıl çalıştığına dair teori karmaşık olsa da basit anlamda şöyledir: Aşı yaptığımızda aslında köpeğimize bağışıklık sistemini stimule eden enfeksiyöz bir organizma  (bakteri ya da virüs) verilir. Köpeğin aşıdaki küçük antijenlerle (organizmanın yüzeyindeki proteinler) birleşmesi için vücudu, kanında sirküle olan bağışıklık sistemi tarafından oluşturulmuş proteinler olan antikor üretir. Bu antikorlar ne yapar? Karşılaştıkları her eş entijenle birleşirler. Milyonlarca antikor bakteri ya da virüslerin yüzeyinde bulunan antikorlarla birleştiğinde bu organizmalar inaktif hale dönüşür ve hastalık yapamaz hale gelir.

Aşı işte hastalıkları böyle engeller.

Burada anahtar kelime engellemektir.

Çoğu aşı sadece hastalık bulaşmadan önce çalışır.

Aşı Ne Zaman Yapılmalı?

Aşılama zamanı annenin sağladığı bağışıklık sisteminin etksinin ne kadar sürdüğüne bağlıdır. Niçin? Çünkü annenin sağladığı antikorlar belirli bir hastalıkla birleşip onu nötralize eder. Bu da aşının   yavru köpeğin kendi bağışıklık sistemi nedeniyle yeni bir bağışıklık koruması sağlayamadığı anlamına gelir. Aşının gerçekten çalışmasını ummadan önce annenin sağladığı bağışıklık sisteminin sona ermesini beklemek zorundayız. Her annenin sağladığı bağışıklık sistemi farklı sürelerdedir. Bu süre yavrudan yavruya değişiklik göstercektir.

Çoğu bu döneme ait antikorlar iki ile yirmi hafta sürece etkilidir. Yavruların % 30'unda annenin sağladığı antikorları yavru dokuz ile on haftalık olduğunda etkisini kaybederler. Annenin sağladığı bağışıklık sisteminin % 90'ı  yavrular onaltı haftalık olduğunda sona erer.

Ana aşılama programı prensipleri aşağıda verilmiştir.

  • Yavru yetim ise aşılamaya iki ile dört haftalıkken başlayın.

  • Aşılamaya yavru sekiz haftalık olmada önce başladıysanız bunu geçici olarak görün ve sekizinci haftada aşılara tekrar başlayın.

  • Veteriner hekiminize  danışarak bölgenizdeki endemik hastalıklar için öncelikle aşılama yapın.

  • Yavru diğer köpeklerle yakın kontak içindeyse aşılama sekiz haftalıkken bekletilmeden başlatılmalıdır.

  • DHLP-P aşısı yavru onaltı haftaya erişinceye kadar her üç dört haftada bir tekrarlanmalıdır.

  • Nadir de olsa bazı yavrular aşıya allerjik reaksiyon gösterebileceğinden aşıdan sonra 20 dakikak kadar yavruyu yakından gözlemleyin.

Aşı 8 hafta 12 hafta 16 hafta 20 hafta Yıllık Yarı yıllık
Distemper DHL-P X X X   X  
Canine Parvovirus X X X X X  
Canine Coronavirus X X X   X  
Bordetalla

(Kennel   Cough)

  X     X X
Borreliosos (Lyme)     X X X  
Kuduz     X   X  

 

Dış Parazitler

Dış parazitler hayvanın üzerinde ya da derisinin içinde yaşar. Bazılarını görebilirsiniz bazılarını ise göremezseniz. Bazıları evinize girip üremek için orada yaşarken bazıları tamamen köpeğinizin üzerinde ömrünü geçirir. Hiç birinin kanadı yoktur yani uçamaz.  

kulak miteleri

Lice (pediculosis)
uyuz miteleri pireler
kene  

Uyuz Mite'ları

Kulak mite'larına benzeseler de uyuz mite'ları kulak kanalı hariç köpeğin her yerinde yaşar. Burada bahsedeceğimiz mite'ların hepsi pek çok açıdan benzerdir. Üçü de uyuza neden olur; deri içinde ya da üzerinde yaşar; yoğun kaşıntı ve deri hastalıklarına yol açar ve  yine üçünün de aynı şekilde tanısı konur. Farklı olan  hastalığın seyri, şiddeti, tedavisi ve insanlara olan etkileridir.

Uyuz Mite'ları

Mite'in İsmi Deride Nerede Yaşar? Belirtiler Belirtiler Nerede Çıkar? Tanı Tedavi İnsana Zararlı mı?
Cheyletiella Yüzey Aşırı pullanma Arka kısmında Deri kazıntısı ile Pyrethrin banyosu EVET
Demodeks Kıl folisleri Kaşıntı, kel noktalar Yüz, kafa ve ayaklar Deri kazıntısı ile Googwindol ya da Mitaban banyosu HAYIR
Sarkoptik Tüneller halinde derinin içinde Aşırı kaşıntı, sarı kabuklanmalar Bacaklar, kafa ve alt kısım Deri kazınıtısı ile Kireç-sülfür banyosu, Ivermektin enjeksiyonları EVET

Kene

Keneler küçük, kanatsız ve normalde dışarda yaşayan böceklerdir. Boyutları  gelincik tohumundan büyük bir üzüm büyüklüğüne kadar değişiklik gösterbilir. Üstünde bulundakları canlının kanını emen gerçek parazitlerdir. İki tiptedirler: sert ve yumuşak. Köpeklerde bulunanlar serttir. Bu, vücutlarını koruyan ve scutum denen zırhları var anlamına gelir. Bir kenenin yaşam siklüsü dört aşamdan oluşur:

Yumurta: Binlerce yumurtadan oluşan bir kese halinde yumurtlanırlar. Bu köpeğin üzerinde değil dışarda doğada gerçekleşir. Bir kaç hafta sonra yumurtalardan larvalar çıkar. Larvalar hemn beslenmek için sıcak kanlı hayvan aramaya başlar.

Larva: Bir kaç gün beslendikten sonra toprağa düşerek üçüncü evresine geçer. Bu aşamda larvalar hastalık taşımazlar.

Nymph: Erişkin olmadan önceki evresidir. Yine sacaık kanlı canlıların kanyla beslenirler. Bir hafta kadar beslendikten sonra değişim için tekrar toprağa düşerler. Bu işlem aylar alabilir.

Erişkin: Görüldüğü gibi erişkin olabilmesi için bir kene aylar alan üç aşamalı bir gelişme ve üç ayrı ev sahibine gerek duymaktadır. Erişkin keneler yaklaşık iki yıl yaşar. Lyme ve Rocky-Mountain spotted fever (sadece Amerikada görülür) gibi hastalıklar taşır.

Keneler nemli ve gölgelik yerleri sevdiklerinden güneşli kırlar ve kuru alanlar onlara göre değildir. Ağaçlık, otluk ve sık çalılık yerlerde bolca bulunabilirler.

Doğal tırmanızı oldularından çoğu köpeğin vücuduna tırmandıktan sonra yüze kadar ulaşırlar.

Uygun bir yere yerleştiklerinde kan emmek için balık oltası gibi çeneleriyle deriye tutunurlar. Kenelerin çıkarılması bu nedenle güçtür.

Kenenin Çıkarılması

Göze yakın bir bölgede değilse üzerine alkol sürerek aksi takdirde mineral yağı sürerek bu başırlabilir. Alkollü pamuğu otuz ile altmış saniye kenenin üzerinde tutulduktan sonra kene çenelerini gevşetmeye başlar. Böylece ani bir bükerek çekme ile keneyi deriden uzaklaştırabilirsiniz. Bazen çeneleri içerde kalabilir ve genellikle deri bunu dışarı atar. Yine de bir cımbızla dışarı çekmek daha faydalıdır.

Yaygın inanışın tersine içerde kalan bu kısımdan yeni bir kene çıkmaz.

Kene çıkarıldıktan sonra ısırığının bulunduğu yere antiseptik ya da antibiyotik bir merhem sürebilirsiniz. Kenenin elinizde patlamamasına özen gösterin.

Önlem:

  • Vahşi hayvanların olduğunu bildiğiniz ormanlık alanlardan uzak durabilirsiniz.

  • Keneleri uzak tutan ilaçlar kullanabilirsiniz.

  • Açık renk giysiler giyerek üzerinize tırmanan keneleri hemen tespit edebilirsiniz. Her gezintiden sonra kendinizi ve köpeğinizi kontrol edin.

Pire

Bilimsel adı Ctenocephalides 'dir. Çıplak  gözle görülebilirler. Kahverengimsi kırmızı böceklerdir. Köpeğin üzerinde değilken 1.5 mt yükseğe zıplayabilirler. Köpeğiniz kolaylıkla parklardan ya da üzerinde pire olan diğer kedi ve köpeklerden bu böcekleri alabilir. Otuz günlük yaşan siklüsleri içinde dört evreden geçerler: yumurta, larva, pupa ve erişkin.

Yumurta: Oval ve beyaz renktedirler. Büyüteçle görülmeleri mümkündür. Tek bir dişi ömrü boyunca yüzlerce yumurta yumurtlayabilir. Çoğu köpeğin üzerinde yumurtlar , sonra da yumurtalar evin içine özellikle de köpeğin uyuduğu yerlere düşer. Doğru ısı ve nem ortamında yumurtalar bir kaç hafta sonra çatlar.

Larva: Büyüteçle küçük solucana benzeyen bu canlılar görülebilir. Köpeğin yatağı, halının içi ya da mobilyaların altında karanlık yerlerde bulunurlar.

Pupa: Erişkin olmadan önceki son evredir. Haftalar ya da aylar alabilir. Yerin sarsılması kozaların çatlamasına neden olabilir. Bu nedenle kapı kapatmaları ya da evde yürümeler dahi kozaların çatlamasına ve yüzlerce aç erişkin pirenin etrafa yayılmasına neden olabilir.

Erişkin: Köpeğin üzerinde çıplak gözle görülebilirler. Isırıp kan emerler. Sıcak kanlı vücut arayan ısıya duyarlı misiller gibidirler. Siyah kara biber benzeri dışkıları pet sahiplerince fark edilebilir. Erişkin pirelerin salyası bazı köpeklerde tüy kaybı, aşırı kaşıntı ve sekonder bakteryel enfeksiyonlara neden olabilir. Buna Pire Allerjisi Dermatiti (FAD) denir.

Görüldüğü gibi erişkin pireler kısa sürede oldukça fazla miktarlarda üreyebilirler. Birkaç erişkin bir ay içinde binlerce üreyebilir. Köpeğiniz, eviniz ve bazen aileniz de pirelerden etkilenebilir. Köpeğinizin üzerinde genellikle kuyruk diplerinde, bacak aralarında, karında ve baldır içlerinde bulunurlar. Diğer bölgelere de geçseler de oralarda pek uzun kalmazlar. İnsanlarda en sık pire ısırığına uğrayan bölge ayak bilekleridir.

Sadece kaşıntıya ve allerjiye neden olmalarının yanı sıra hastalık da taşıyabilirler. Köpek piresişeridi taşır. Bundan dolayı pireye karşı mücadele ederken köpeğiniz şeritlere karşı da test edilmelidir.

Pireyle mücadele iki aşamda yapılır: köpeğin ve çevresinin ilaçlanması.

Köpeğin İlaçlanması: Köpek sahiplerinin köpeklerinin üzerinde pire gördükleri anda ilk yaptıkları şey köpeği pire şampuanı ile yıkamaktır. Bu erişkinleri öldürse de eve dağılmış binlerce yumurta ve larvaları etkilemez ve köpek henüz kururken yumurtadan çıkanlara karşı bir engel oluşturmaz. Çoğu ürünün üzerinde minimum yaş sınırı yazar. Genellikle etken madde ne kadar güçlüyse yavrunun da o kadar büyük olması gerekir. Piyasada pek çok ürün olduğundan etken maddelerine göre bir açıklama yapmak daha  uygun olacaktır.

Yüksek aktiviteli içerik: Carbamates (carbaryl),organophosphates (chlorpyrifos, cythioates, dichlorvos, fenvalerate, fenthion, methylcarbamate, butoxypropylene, piperonyl butoxide, malathion) ve rotenone.

  • Onaltı haftalık yavrularda kullanılmamalı ve daha büyük olanlarda da dikkat edilmelidir.

  • Aşırı salya üretimi, göz bebeklerinde büyüme, adele seyirmesi, kusma ve ishal gibi toksik yan  etkiler ölümcül olabilir.

  • Yan etkiler veteriner hekimce hemen tedavi edilmeldiir.

  • Çok etkilidirler.

  • Sadece erişkinleri öldürüler (chlorpyrifos larvaları da öldürür).

Orta aktiviteli içerik: Pyrethrin, microencapsule pyrethrin, allethrin, pyrethroids ve permethrin karışımı

  • Sekiz haftanın altındaki yavrularda belirli tedbirlerle verilebilir.

  • Petin üzerinden yıkanıp alındığında ortadan kalkan hafif yan etkileri vardır.

  • Oldukça etkilidirler ve genel olarak organophosphates, carbamates ya da rotenone'den daha güvenlidirler.

  • Bazı böcekler direnç gösterebilir.

  • Parlak ışığın altında instabilite nedeiyle sık uygulama gerekli olabilir.

  • Sadece erişkinleri öldürüler.

Az aktiviteli içerikler: Portakal kabuğu türevleri (D-limonene, linalool)

  • Altı haftalık yavrularda bile kullanılabilir.

  • Hafiftirler ve yan etkileri pek yoktur.

  • Etkiliği orta derecedir. Öldürmesi için pire ile uzun süreli kontakt gerekir.

  • Pirenin direnci daha fazladır.

  • Sadece erişkinleri öldürür.

Pire üreme sınırlayıcılar: Methoprene, fenoxycarp

  • Pire yaşam siklüsünün normal gelişimini engellerler. Çoğu dişi, köpeğin üzerine yumurtlar ve yumurtalar bu maddelere temas ederse gelişimleri durur.

  • Sekiz haftalık genç yavrular için bile güvenlidirler.

  • Oldukça güvenlidir ve dünya çapında içme sularına karıştırılarak sivrisinek popülasyonunun kontrolünde kullanılmaktadır.

  • Erişkin pireleri öldüren diğer ilaçlarla oldukça etkili bir şekilde kullanılmaktadırlar.

  • Pirelerin  direnciyle  karşılaşılmaz.

Ev Formülleri: Arpa mayası, sarımsak, mentol, okaliptüs, citronella, bitkisel özler

  • Bu ürünler öldürmekten çok uzak tutarlar.

  • Çalıştıklarına dair bilimsel kanıtlar olmasa da çoğu insan çalıştığına yemin etmektedir.

  • Toksikite yoktur.

  • Altı haftalık yavrularda bile kullanılabilir.

Tüm bu etken maddeler çeşitli ürünler içinde pazarlanır. Bunlar:

Şampuan: Kullandıklarımıza benzer. Önemli olan gözlere kaçırmamaya dikkat ederek baş kısmından köpeğin kuyruğuna doğru yavaş yavaş yaymak ve etkili bir şekilde çalışması için 10 dakika kadar bekletmektir. Çok iyi bir durulama yapılmalıdır. Unutulmaması gereken banyo sonrası etkisi olmadığından köpeğiniz kuruduğunda korumdan uzaktır.

Sprey: Alkol ya da su bazlı olabilirler.Çoğu çabucak kurur ve güçlü bir kimyasal kokusu vardır. Her biri bir diğerinden farklıdır. Bu nedenle kullanma talimatına sıkı sıkıya uyulmalıdır. Genellikle etkisi bir kaç gün sürer. Bu da düzenli olarak tekrarlanmaları gerektiği anlamına gelmektedir.

Toz: Bazı köpeklerin allerjisi olabilir. Yürüdüklerinde ya da ev içinde üzerlerinden döküldüğü için bazı köpek sahipleri tercih etmeyebilir. Düzenli olarak tekrar edilmeleri gerekmektedir.

Pire Tasması: Kuyruk ve boyun arasında fazla mesafe olmayan köpeklerde daha etkilidir. Bir kaç aylık belirli ömürleri vardır. En büyük hata son kullanım tarihlerinin unutulmasıdır. Diğer pire ilaçlarıyla birlikte iyi sonuç vermektedir.

Banyo: Suyla karıştırılıdıktan sonra sünger ile köpeğin üzerine sürülen; fakat durulanmayan konsantrasyonlardır. Kuruduklarında köpeği iki ile dört hafta pirelere karşı koruyabilir. Banyo kullanıyorsanız aşırı dozu önlemek için başka bir pire ilacı kullanmamanızda fayda vardır. Çok genç, hasta ya da yaşlı köpeklerde bu yöntem kullanılmamalıdır.

Yağ Keseleri: Bunlar köpeğin asırtındaki deriye uygulanan Permethrin yağı torbacıklarıdır. Yağ köpeğin vücudan dağıtılır ve bir aya kadar orada kalır. Üreticisinin dediğine göre yağ deri tarafından emilmemektedir.Etkili olmasına rağmen köpeğin tüylerinde yağlı bir etki bırakmaktadır.

Mousse : Köpüklü bir spreydir. Hayvanın ıslanmadığı durumlarda faydalıdır. Diğer ürünlerde dikkat etmek zorunda olduğumuz yüz, özellikle de göz çevresinde, kullanmaktayız.

Evin İlaçlanması: Pireleri öldürmek için ev içi için üretilmiş pek çok ilaç vardır. Etken maddelerinin köpeklerin üzerinde kullanılabilen diğer pire ilaçlarıyla aynı olduğu görmek köpek sahiplerini şaşırtabilir. Fark konsantrasyonlarındadır. Her zaman kullanma talimatına uymanız özellikle çok önemlidir.

Toz: Çoğu ev hanımı etrafa çok dağıldığından şikayet etse de mobilya altları ve halılarda kullanılabilir. Allerjik insanlar özellikle bu maddeleri kullanırken dikkatli olmalıdır. Her zaman üreticinin kullnım talimatlarına uyulmalıdır.

Sprey: Çoğunlukla erişkin ve erişkin öncesi pireleri öldürmede kullanılır. Etkisi uzun süreli olabilir. Tozdan daha az etrafta fark edilir ; fakat güçlü kokusu şikayet yaratılır. Allerjik insanlar dikkatli olmalıdır. Kullanma talimatlarına sıkı sıkıya uyulmalıdır.

Sis: Oldukça etkilidirler ve erişkinlerin yanı sıra gelişmekte olanları da öldürürler. Dezavantajı evin tüm camları önce kapatılmalı sonra havalandırılmalıdır. Bitkiler, kuşlar, akvaryum gibi tüm canlılar evden uzaklaştırılmalıdır. Allerjik insanlar özellikle bu ürünlerde ekstra dikkat etmeldir. Kullanım talimatına uymak çok önemlidir.

Pire problemiyle başa çıkmadaki başarısızlığın en yaygın nedenleri:

  • Ev ilaçlanırken köpekler de aynı anda ilaçlanmadı.

  • Evdeki diğer tüylü hayvanların, özellikle de kedilerin, ilaçlanması aynı anda yapılmadı.

  • Etkisiz maddeler kullanıldı.

  • Kullanım talimatlarına uyulup yeterli ilaç kullanılmadı.

  • Mobilyaların altı ve arkası unutuldu.

  • Köpeği ilaçlarken her yerine ulaşılmadı (gözler hariç). Parmak araları, kulak arkası, kuyruk altı ve bacak araları da ilaçlanmalıdır.

  • Sadece erişkinleri öldüren bir ürün kullandınız. Halıdaki larvalar için üreme sınırlayıcı ilaç kullanmayı ihmal ettiniz.

  • Ürünlerin son kullanma tarihlerini göz önüne almadınız.

  • Elektrik süpürgesinin torbasını atmayı unuttunuz. Böylece pireler için bir otel açmış oldunuz.

Lice (Pediculosis)

Lice'lar tüylerin gövdesinde yaşayan 2 mm'lik küçük böceklerdir. Pençeleriyle tüylerin gövdesine tutunurlar.Tüm yaşamlarını ev sahiplerinin sırtında geçirirler.Ya deriden dökülen dış tabakayı yiyerek ya da kan emerek beslenirler. Lice'lar köpekler arasında bulaşıcıdır. Fiziksel kontak bulaşması için yeterlidir. Yumutralarını tüy gövdelerine bırakırlar. Bu yumurtalar beyaz noktalar olarak görülebilir. Büyüteçle görsel kontrol yapılabilir. Bazı veteriner hekimler saydam seloteybi köpeğin tüylerine yapıştırıp kaldırarak yumurtaları tespit etmeye çalışır. Buna "tape testi" denir.

Belirtileri kaşınma ve tüy kaybıdır. Enfestasyon ağır ise anemi görülebilir. Bu belirtiler kolaylıkla diğer deri hastalıkları ile karıştırılır.

Tedavisi oldukça kolaydır. Pire ve keneyi öldüren ürünlerin çoğu lice'ları da öldürebilir. Ana etken madde pyrethrin, bu amaç için uygundur. Köpeğin tüylerinde düğümlenme varsa tedaviden önce bunlar tıraşla temizlenmelidir. Tüm tüy bakım aletleri de aynı sıvıyla yıkanmalıdır. Anemiden şikayetçi tüm köpeklere demir takviyesi yapılmalıdır.

Lice'lar türe spesifiktir. Yani köpek lice'ları köpekte insan lice'ları insanda yaşar.

iç parazitler

Kamçılı Solucanlar

Bu küçük parazitler köpeğin kalın bağırsağında yaşar. Sadece ortalama beş santimetre uzunluğundadır ve çok incedir. Bilimsel adı Trichuris vulpis'dir. Bu parazitler kalın bağırsağın iç duvarına tutunarak beslenir. En belirgin belirti, kalın bağırsağın enflamasyonudur.

Kamçılı solucanın yaşam siklüsü çok baasittir. Erişkinler bağırsak duvarına tutunmuş vaziyetteyken yumurtlar. Larvalar yumurta içinde gelişip iki hafta içinde yumurtadan çıkar. Bu larvalar da kalın bağırsağın iç duvarlarına tutunur ve bir hafta sonra erişkin olup üremeye başlar.

Yavrunun enfekte olmasının tek yolu içinde kamçılı solucan yumurtaları olan dışkı yemesidir. Bunun mümkün olmayacağını düşünüyorsanız yavruların herşeyi ağızlarına aldığını hatırlayın. Ayrıca enfekte dışkıya basan ve daha sonra temizlenmek için patilerini yalayan yavru da yumurtaları oral olarak alacaktır. Hamilelik ve emzirme sırasında bulaşma söz konusu değildir.

Belirtiler:

Belirtilerin çoğu kolitten (Kalınbağırsakta enflemasyon) kaynaklanır.

  • Karın ağrısı

  • Aşırı gaz

  • Pis kokulu dışkı

  • İshal

  • Kanlı ya da mukus kaplı dışkı

  • Zayif yavru

  • Zayif ve kuru tüyler

  • İştah

Tanı: Yumurtaların mikroskopta belirlenmesiyle sağlanır. Yumurtalar futbol topu biçiminde ve oldukça belirgindir. Bir ya da iki negatif dışkı analizi kamçılı solucanların olmadığı anlamına gelmez. Analizlerin sadece % 30 - 50'sinde kendilerini gösterirler.

Kontrolü: Antihelminik ilaçlarla ortadan kaldırılabilirler. Kullanılan en popüler ilaç Fenbendazole tozdur. Üç gün üst üste yavrunun yiyeceğine karıştırılır. Kamçılı parazitin iki-üç    aylık yaşam siklüsü nedeniyle bu süre içinde yeni larvalar yumurtadan çıkar. Erişkinlere larvaların birlikte ölüp ölmediği konusunda şüpheler olduğundan pek çok veteriner hekim bu aralarla ilaçlamayı tekrarlar.

Kamçılı solucan yumurtaları kimyasal maddelere karşı dayanıklıdır. Direkt güneş ışığı onları inaktif hale getiriyor gibidir. Tedavi edilen köpekler enfekte bölgelerden uzaklaştırılmalıdır. Dışkıların günlük temizlenmesi olasılığı düşürür.

İnsana Zararı: Kediler ve insanlarda kamçılı solucan bulunmaz.

 

Kalp Paraziti

Bu belkide köpeklerdeki en garip iç parazittir. Kalp paraziti diğerleri gibi ince bapırsak yerine köpeğin kalp odaları ve akciğere giden damarlarda yaşar. Aslında kalp paraziti kariovasküler bir parazittir. Doğu kıyıları ve güney eyaletleri olmak üzere tüm Amerika'da bulunur. Bilimsel adı Dirofilaria immitis dir.

Parazit sivrisinek ısırığı ile bulaşır.

Kalp parazitinin yaşam siklüsü   bir sivrisineğin kalp paraziti taşıyan bir köpeği ısırmasıyla başlar. Microfilariae denen ve kan dolaşımında sirküle olan larvaları alır. Bu larvalar sivrisneğin sindiirm sistemine geçer ve üçüncü safha olarak salya bezlerine yerleşir. Sivrisinek başka bir köpeği ısırdığında deriden bu larvalar köpeğin dolaşım sistemine geçer. Burada larva dördüncü safhasına ulaşır ve bu dokularda dört beş ay kalır. Beşinci safhada larvalar kalbin sağ odası ile akciğer damarlarına yerleşir ve bir ay sonra erişkin olur. Erişkinler iki ile üç ay içinde microflariae üretmeye başlar.

Görüldüğü gibi üçüncü safhada alınan larvaların erişkin olması yaklaşık altı ay almaktadır. Erişkin larvalar spagettiye benzeyen 10 cm civarında parazitlerdir. Sulak bölgelerde dışarda uzun süre vakit geçiren köpekleri ısıran sivrisinekler hastalığın bulaşmasında birinci derecede sorumludurlar.

Yirmibeş ile yüz kadar erişkin kalp paraziti köpeğin kalbinde yaşayabilir. Unutulmamsı gereken bir kaç ay ile üç yıla gibi bir süre içinde kalp rahatsızlığı ya da damar tıkanıklığı gibi belirtiler vermeden parazitler köpeğin kalbinde varlığını sürdürebilir.

Belirtiler:

  • Kronik öksürük

  • Genel vücutta zayıflama

  • Egzersize duyarlılık

  • Karaciğer ve karın boşluğunda sıvı toplanması

  • Akciğere giden damarlarda genişleme

  • Damarlarda genişleme ve tıkanma

  • Glomerulus filtre sistemindeki hasardan dolayı böbrek hastalığı

Tanısı: Kalp paraziti hastalığının tanıs bir kaç şekilde yapılabilir. Her biri veteriner hekimin dolaşım sisteminde microflairae ya da kalbin sağ odası ile akciğer kan dmaralrı içinde erişkinlerin olup olmadığını belirlemesinde yardımcı olur. Var olan dört farklı testten bizce en etkili olnaı Occult Antigen Testidir.

Köpek kronik öksürük gibi belirtiler göstriyorsa kalbin sağ odacığının ve akciğer kan damarlarının görüntülenmesi için bir göğüs röntgeni işe yarayacaktır. Elektrokardiogram da ayrıca genişleyen sağ odacığı gösterecektir. Fiziksel muayene de kalp mırıltısını ortaya çıkaracaktır.

Kontrolü: Hastalığın önlenmesi tedavisinden daha kolaydır. Köpeğiniz ev içinde yaşasa ve camlar tellerle örtülü olsa da bu uçan hipodermik iğneler bir şekilde köpeğinize ulaşacaktır. Bundan dolayı, tavsiye edilen yavru sekiz haftalık olduktan sonra kalp parazitine karşı düzenli olarak ilaç verilmesidir. İki tip önlem ilacı mevcuttur: günlük ve aylık olanlar.

Günlük olanlar: Bu ilaç günlük verilmelidir. Sadece üçüncü safhadaki larvaları öldürür. Üçüncü safhadan dördüncü safhaya geçmek bir gün aldığından her gün verilmesi şarttır. Ana içeriği diethylcarbamazine dir. İlaç yavrular için güvenli, ucuz ve uzun süredir kullanılmaktadır.Tablet ve şurup halinde olabilir. Ancak kalp paraziti hastası ya da kanında microfilariae olan bir köpeğe diethylcarbamazine verilecek olursa pek çok microfilarea öleceğinden aşırı antijen yüklemesine neden olacaktır. Bu ölümcül bir şok olabilir. Bu ilaç verilmeden önce tüm köpklerin halp paraziti testi negatif çıkmalıdır.

Aylık olanlar: Bu ilaç üçüncü safhadan beşinci safhaya kadar tüm larvaları öldürebilir. Bu nedenle ayda bir kez kullanılması gerekmektedir. Her ilaç farklı aktif etken madde içermektedir. İlki İvermectin içermektedir ve küçük, orta ve büyük köpekler için üç boyu vardır. Collielerde nörolojik yan etkiler ve toksikiteye karşı dikkatli olunmalıdır.

Piyasada bulunabilecek diğer aylık ilacın aktif etken maddesi ise milbemycin oxime dir. İçeriği erişkin yuvarlak, halkalı ve kamçılı solucanları da öldürmektedir.

Çoğu aylık önlem ilaçları kanda dolaşan microfilariae'leri öldürdüğünden bu larvalardan çok parazitlerin varlığını bulan occult kalp paraziti antijen testi tercih edilmelidir.

Bazı insanlar ucuz olduğundan günlük bazıları ise kolay ve geniş spektrumlu olduğundan aylık ilaçlamayı tercih etmektedir. Bu arada unutulmamsı gereken bazı noktalar vardır:

  • Sıcak iklimde yaşan insanlar tüm yıl boyunca köpeklerine bu laçlardan vermelidir. Artık soğuk iklimlerde yaşayan insanlar bile aynısını yapmaktadır.

  • Yıl boyunca ilaç verilmesine karşın köpeğinize yıllık kalp paraziti testleri yaptırmalısınız. araştırmalar yutmama ya da kusma nedenleriyle köpeklerin % 14'ünün ilaçlarını gerçekten almadıklarını göstermektedir.

  • Kışları çok soğuk bir iklimde yaşıyorsanız ilk sivrisinekler ortaya çıkmadan bir ay önceye kadar ilacı kesebilirsiniz. Başlamadan önce test yaptırmayı unutmayın.

  • Günlük dozu bir haftadan fazla ya da aylık dozu ise 30 günden fazla atladıysanız ilaca başlamdan önce yine test yaptırmanız gerekmektedir.

  • İlaçlar ağırlıkla orantılı veriliyorsa ve sizin hızlı büyüyen iri bir köpeğiniz varsa kilosu sabitleninceye kadar günlük çiğneme tabletleri vermeniz daha faydalı olacaktır. Günlük dozdan aylık dozaja geçiş otuz içinde  yapılmaldıır.

Köpeğiniz kalp paraziti kapmış ise erken teşhis önemlidir. Yıllık testler ya da önleyici ilaç vermiyorsanız yılda iki kez yapılan testler tavsiye edilir. Tanı konduğunda veteriner hekiminizle tedaviyi konuşmaya başlayabilirsiniz. Genellikle erişkin parazitleri öldürmede kullanılan ilaç arsenik bazlı (evet, arsenik!) sodium thiacetarsamide'dir. Bu ilaç iki gün içinde yavaş yavaş damardan enjeksiyonla verilmelidir. Bu, süreç boyunca köpek hastalanabileceğinden  çoğu veteriner hekim önce hayvanın genel sağlığı konusunda testler yapar. Bu bir tür kemoterapidir.

Ölü parazitlerin köpeğin akciğerinde embolizme neden olabilme ihtimaline karşı yavrular tedaviden sonra bir kaç hafta sakin tutulmalıdır. Çoğu veteriner hekim kafes istirahatı verip anti-embolism ilacı olarak buffered (?) aspirin tavsiye eder.

Erişkin parazitlerin öldürülmesinden bir kaç hafta sonra ilaç kanda dolaşan microfilariae'leri   öldürmek için tekrarlanmalıdır. Bu amaçla farklı ilaçlar vardır. Haftalık olarak  dithiazanine iodide verilirken şimdilerde aylık önleyici ilaçlar microfilariae'leri öldürmek için de kullanılmaktadır.

Köpek sağlıklı ve iyi bakılıyorsa ve teşhis erken yapıldıysa başarı oranı yüksektir.

Kancalı Solucanlar

Köpekleri etkileyen bağırsak parazitlerinden bir diğeridir. Ancylostoma caninum adıyla anılır. İsmini bağırsak duvarına tutunduğu üç kancavari dişinden almaktadır. Bu parazitler sadece köpeğin besin maddelerine değil kanına da ortak olur. Ağır enfestasyon yaşıyan yavru köpekler anemiden ölebilir. Bu parazitler yuvarlak solucanların aksine birkaç milimetre boyundadırlar. Büyük miktarlarda üriyebilirler.

Yaşam siklüsleri yuvarlak solucanlara benzer. Erişkinler ince bağırsaklarda yumurtlar ve dışkı ile dışarı atılır. Yavruları dışkıdan oral olarak alınmasıyla ya da yumurtadan çıkan larvalar yavruların derilerine girerek onları etkileyebilir. Yumurtalar yutulduysa larvalar bağırsaklarda çıkar. Larvalar deri yolu ile girdiyse kan dolaşımına karışarak akciğerlere ulaşır. Buradan solunum borusuna giderler ve öksürük refleksi ile yutularak miğdeye döner ve üremeye devam ederler.

Yavruların enfekte olmasındaki dört neden şudur:

  1. Yavru, kancalı solucan yumurtaları ile enfekte olan dışkı yiyebilir.

  2. Hamile anne daha önceden etkilenmişse plasenta yoluyla yavrularına geçirir.

  3. Anne, sütü ile yavrularına geçirir.

  4. Üçüncü evredeki larva yavrunun hassas derisinden geçerek dermal yolla bulaşır.

Erişkinler köpeğin dokusunda yıllarca kalabildiğinden yine ortadan kaldırılmaları güçtür.

Belirtiler:

  • Soluk mukus membranlarıyla anemi

  • Karın şişliği

  • Aşırı gaz üretimi

  • Kuru ve zayıf tüyler

  • Kronik öksürük

  • İştah

Tanısı: Köpeklerde görülen belirgin anemi (kansızlık); dışkı analizi

Kontrolü: Kancalı ve yuvarlak solucanları öldürmede kullanılan en yaygın paraziter ilaçlar Piperazine ve Pyrantel Pamoate' dir. Bu ilaçlar oral olarak verilir ve sadece erişkinleri öldürdüklerinden üç hafta arayla iki kez uygulanmalıdır.

İlk İlaç Verimi                                                                   İkinci İlaç Verimi
1. Hafta                                  2.Hafta                                    3.Hafta
    Erişkin ve                Erişkinler                             Etkilenmeyen Larvalar      Geriye  Hiç

Larvalar Mevcut            Ölür                                    Erişkin Olur        Parazit   Kalmadı

 

Yuvarlak parazitlerin engellenmesinde yavruların dışkılarının hemen temizlenmesi önemli bir rol oynar. Dışkılarındaki yumurtalar bir kaç gün sonra diğer köpekleri enfekte edecek hale gelir. Ayrıca enfekte toprakta yürüyen yavruların derisine yerleşen larvalar yine kancalı solucan enfestasyonuna neden olabilir. Üreticiler ürettikleri yavrulara önce iki- üç haftalıkken daha sonra da tekrar üç hafta sonra paraziter ilaç vererek enfestasyon olasılığını düşürmeye çalışırlar.Yavrunuz onaltı haftalık oluncaya kadar  sık sık dışkı analizi yaptırmakta fayda vardır.

Ne yazık ki bir kez toprağa geçtiklerinde yuvarlak solucanların yok edilmeleri kolay değildir. Normal dezenfektanlar onları öldürmekten uzaktır. Direkt güneş ışığı ve kireç faydalı olur.

İnsana Zararı: Yuvarlak solucanlar gibi kancalı solucanlar da özellikle çocuklar için tehlikeli olabilir. Kancalı solucan larvaları bahçede yalınayak koşturan çocuğun tabanlarından deri yolu ile bulaşabilir. Bu duruma Cutaneous Larva Migrans denir. Larvalar deride kırmızı ve içinde larva bulunan şişliklere neden olur. Aslında deri altında larvaları görebilirsiniz bile. Neyseki bu larvalar için deri son duraktır; fakat hala allerjik reaksiyon oluşturabilirler. Kediler bu konuda köpeklere göre daha sabıkalıdır. Tuvalet kutusu yerine çocuğun kum havuzunu kullandıklarında ve dışkıları kancalı solucan içeriyorsa çocuklar risk altında olabilir.

Şeritler

En görünenleri olduklarından belki de en fazla tanınanlardır. Bu beyaz, yassı ve kurdele şeklindeki parazitler köpekler dahil hayvanların ince bağırsaklarında yaşar. Halkalı ve yuvarlak solucanlar gibi nematode ailesine değil ayrı bir grup olan Cestodes ailesindendir. Erişkin şeritler 1/2 ile 1.5 cm gelen küçük segmentlerden oluşur. Çoğu insan bu segmentleri hareket eden küçük pirinç tanelerine benzetir. Erişkin bir solucanın boyu yüzlerce segmentten oluştuğundan bir kaç metre olabilir.

Köpekleri iki farklı tip şerit etkiler: Dipylidium caninum ve Taenia.    

Şeritlerin kendilerine has bir yaşam siklüsleri vardır. Dipylidium caninum'da ara konakçı köpek ve kedi piresiyken .Taenia'da ise ara konakçı tavşan ve sıçanlardır.

Erişkin şeritin baş kısmı yumutra paketçikleri içeren bağımsız segmentler üretir. Her segment baş kısmından ayrılıp anüse doğru ilerler ve dışkıyla dışarı atılır. Bu segmentler yırtılarak yumurtaları dışarı bırakırlar ve pire, tavşan ya da sıçanlar bunları yer. Ara konakçının içine girdiklerinde yumurtalar çatlayarak cysticercoid denen  larva şeritler hayvan ya da böceğin dokularını istila ederler. Taenia durumunda köpekler ölü tavşan ya da sıçanı yiyerek;  Dipylidium caninum durumunda ise tüylerini yalarken kontemine olmuş pireyi yutarak enfekte olurlar. Larva erişkin olacağı köpeğin ince bağırsağını istila eder.

Köpekler iki yolla şeritleri alır:

  1. Enfekte tavşan ya da sıçanın çiğ etini yiyerek,
  2. Kendini yalarken enfekte pireleri yutarak.

Belirtiler:

  • İştaha rağmen kilo kaybı

  • Rektal kaşıntı

  • Dışkıda ya da rektum çevresinde pirinç benzeri segmentler

  • Sindirim bozuklukları

Tanısı: Dışkı analizi ya da köpeğin sahibinin hayvanın arkasında veya dışkısında pirinç benzeri segmentleri görmesiyle tespit edilir. Yumurtalar çok küçük olduğundan dışkıda görünmesi güçtür. Bu nedenle genelikle köpek sahibinin rektum çevresinde ve dışkıda pirinç tanesi benzeri segmentleri fark etmesi ile tanı yapılır. Önemli olan rektal kaşıntının allerjik dermatit ya da anal bez problemleri mi yoksa şeritlerden mi kaynaklandığının ayrımına iyi varabilmektir.

Kontrolü: Şeritlerin kontrolü ara konakçının aradan çıkarılmasıyla yapılır. Taneia için vahşi hayvanların etlerinin çiğ yenmesinin engellenmesi, Dipylidium caninum için ise pire kontrolü işe yarayacaktır. Var olan şeritlerin kontrolü bir doz Esiprantel ya da Praziquantel ile kolayca yapılabilir.

İnsana Zararı: Genel köpek şeritleri için fazla bir tehlike yoktur. Pire yiyen çocuklarla ilgili fazla rapor elde bulunmamaktadır. Neyse ki bu da bir hastalık ya da patolojiye neden olmamaktadır.

Yine de insanlarda önemli bir hastalığa neden olan bir şeritten bahsetmemiz gerekmektedir. Bu şeride Echinococcus denmektedir. Larvaları insanların karaciğer, akciğer ve beyinlerinde tümör benzeri kistler oluşturur. Bu kistlere hydatid cysts denir.Bu şeritin ara konakçısı koyunlardır. Bundan dolayı koyunları olan kimse köpeklerinin çiğ koyun eti yememesine dikkat etmelidir.

Yuvarlak Parazitler (Ascariasis)

Yuvarlak parazitler, çoğu memeliyi etkileyen nematodes grubuna dahildir. Dört ve yirmi santimetre arasında uzunluğu değişebilir. Erişkin oluncaya kadar larvaları dört evre geçirir. Her larvanın vücut içinde farklı bir yeri olabilir. Çoğu göçebedir.

Erişkinler köpeğin besinlerinden faydalanmak için duvarlarına tutundukları ince bağırsağa yerleşir. Köpekleri etkileyen yuvarlak solucanlar Toxocara ya da Toxascaris türündendir. Diğer türleri domuz, at, sığır, kedi ve vahşi hayvanları enfekte eder.

Erişkinler ince bağırakta yumurtlar ve larvalar bağırsak duvarını delerek karaciğere giden kan dolaşımına karşışırlar.   Kan dolaşımı ile birlikte kalbe ve oradan da akciğerlere ulaşırlar. Larvalar ardından bronşlara ulaşarak nefes borusunda öksürme refleksine neden olur. Öksürme ile tekrar yutularak miğde ve ince bağırsaklarda gelişimlerini tamamlayarak üremeye baştan başlarlar.

Bazı larvalar plasentaya girmeyi başararak hamile anneden yavrulara ulaşır. Bazıları ise yıllarca köpeğin dokularında kalabilir. Kullandığımız parazit ilaçlarıyla bu larvaları öldürmek çok güçtür. Bu nedenle standart ilaçlarla tedavi edilseler bile her doğumda anne parazitli yavrular emzirmeye devam eder. Diğer bir faktör ise anne yavrularının dışkılarını yalayarak temizer ve düzenli olarak yumurtaları almaya devam eder. Araştırmalar etkili bir ilaç üretmek için hala devam etmektedir.

Yavru köpeklerdeki belirtiler:

  • Karın şişliği

  • Aşırı gaz üretimi

  • Kötü kokulu ishal

  • Kanlı dışkı

  • Zayıf yavru

  • Kronik öksürük

  • Zayif ve kuru tüyler

  • İştah

  • Kusmuk ve dışkı ile erişkin parazitlerin dışarı atımı

  • Göz içlerinin enflamasyonu (anterior uveitis)

Tanısı: Ya yavru erişkin parazitleri dışkı ve kusma yolu ile dışarı atar ya da dışkı analizi ile yumurtalar tespit edilir.

Kontrolü: Yuvarlak solucanları öldürmekte kullanılan en ayygın ilaçlar Piperazine ve Pamoatedir. Bu ilaçlar ağızdan verilir ve sadece erişkinleri öldürdüğünden yavruyu bu parazitlerden kurtarmak için üç haftalık aralarla iki kez uygulanmalıdır.

İlk İlaç Verimi                                                                          İkinci İlaç Verimi
1. Hafta                       2.Hafta                                    3.Hafta
    Erişkin ve                Erişkinler                      Etkilenmeyen Larvalar      Geriye  Hiç

Larvalar Mevcut            Ölür                                 Erişkin Olur            Parazit   Kalmadı

Yuvarlak parazitlerin engellenmesinde yavruların dışkılarının hemen temizlenmesi önemli bir rol oynar. Dışkılarındaki yumurtalar bir kaç gün sonra diğer köpekleri enfekte edecek hale gelir. Üreticiler ürettikleri yavrulara önce iki- üç haftalıkken daha sonra da tekrar üç hafta sonra paraziter ilaç vererek enfestasyon olasılığını düşürmeye çalışırlar.Yavrunuz onaltı haftalık oluncaya kadar  sık sık dışkı analizi yaptırmakta fayda vardır.

Ne yazık ki bir kez toprağa geçtiklerinde yuvarlak solucanların yok edilmeleri kolay değildir. Normal dezenfektanlar onları öldürmekten uzaktır. Direkt güneş ışığı ve kireç faydalı olur.

İnsana Zararı: Yuvarlak parazitler insanları özellikle de çocukları etkileyebilirler. Bulaşma yolu fesal-oral'dır. Bu, insanın enfekte dışkıyı ya da toprağı ağzına götürmesi demektir. Kulağa ne kadar korkunç gelse de küçük çocuklar bunu yapabilmektedir. Bazen de erişkinler köpeklerinin dışkısını temizledikten sonra ellerini yıkamayı unutabilir. Sindirim sistemimizde yumurtadan çıkan larvalar bir köpeğin içinde olduklarını umduklarından yollarını kaybederek karaciğer, böbrek, beyin ve göze gidebilir. Askarit larvasının insanda neden olduğu bu duruma Toxocariasis ya da Visceral Larva Migrans denir. Dikkatli paraziter ilaç kullanımı ile bu durumun önüne kolayca geçebilirsiniz.

av tutkusu

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol